Beypazarı Evde Masaj Hizmeti
Beypazarı Evde Masaj
Roger. Sesinin otoparkın duvarlarında yankılandığını duyabiliyordu. Adam ona doğru eğildi.Beypazarı Evde Masaj “Kardeşin Ullersmo’da yatıyor, ” dedi. “Ne olmuş?” Roger dışarıda sabah güneşinin parladığını biliyordu fakat katlı otoparkın karanlık dehlizlerinde hava birden buz gibi olmuştu. “Ona nasıl sonuçlanacağını eğer umurundaysa bizlere bir iyilik yapman gerekiyor. Beni anlıyor musun, Gjendem?” Roger afallamış bir halde başını salladı. “Eğer Müfettiş Harry Hole seni arayacak olursa aynen sana söylediğimiz şeklinde yapmanı istiyoruz. Ona nerede bulunduğunu soracaksın. Eğer söylemezse, onunla bir buluşma ayarla. Karşı karşıya mevzuşmadan bu hikayeyi yayınlayamayacağını söylersin. Buluşma bugün gece yarısından önce gerçekleşmiş olmalı.”
“Ne hikayesi?” “Sana ismini şu an söyleyemeyeceğim bir polis müfettişine karşı asılsız iddialarda bulunacak. Fakat kafanı yorma. Zaten hiç yayınlanmayacak.” “fakat… “ “Beni dinliyor musun? Seni aradığında bu numarayı aramanı ve bizlere Hole’un nerede olduğunu ya da buluşma yerini söylemeni isterim. Anlaşıldı mı?” Elini sol cebine soktu ve Roger’a bir kağıt parçası verdi. Roger numarayı okudu ve başını iki yana salladı. Korkmuştu ama içinden kahkaha atmak geliyordu. Veya bunun sebebi belki de korkuydu. “Senin polis bulunduğunu biliyorum, ” dedi Roger gülümsemesini bastırmaya çalışarak. “Bunun burada kalmayacağını bilmelisin.
Beypazarı Evde Masaj
Ben bir gazeteciyim. Ve bu…” “Gjendem.” Adam gözlüklerini çıkardı. Ortam karanlık olmasına karşın gözbebekleri küçücüktü. “ufak kardeşin A107 numaralı hücrede. Her salı öteki tüm keşler gibi malı hazırdır. Hiç denetim etmeden derhal iğnesini hemen yapar. Şimdiye dek bunda bir problem çıkmadı. Ne demek istediğimi anlıyor musun?” Roger kulaklarına inanamıyordu. Bundan haberi yoktu. “İyi, ” dedi adam. “Soracağın bir şey var mı?” Roger yanıt vermeden önce dudaklarını ıslatmak zorunda kaldı. “
Harry Hole neden beni arayacakmış ki?” “Çünkü çaresiz durumda, ” dedi adam ve gözlüklerini taktı. “Ve de Ulusal Tiyatro’nun önünde ona kartını verdiğini unutmadın umarım. İyi günler, Gjendem.” Roger adam gidene kadar yerinden kıpırdamadı. Otoparkın yapış yapış ve tozlu havasını içine çekti. Ve Post Binasına yavaş ve isteksiz adımlarla yürüdü. Oslo Bölgesi Telenor Operasyon Merkezi’nin kontrol odasında Klaus Torkildsen’in karşısındaki ekranda telefon numaralan akıp gidiyordu. Meslektaşlarına onu rahatsız etmemelerini söyleyip kapıyı kilitlemişti. Gömleği terden sırılsıklam olmuştu. İşine koşar adım geldiğinden değil. Yürüyerek gelmişti – ne hızlı ne de yavaş – danışmadaki görevli adını söyleyip onu durduğunda ofisine doğru gidiyordu. “Ziyaretçiniz var, ” diyen görevli parmağıyla bekleme salonunda koltukta oturan adamı gösterdi. Klaus Torkildsen afallamıştı.
Son yorumlar