Beypazarı Mutlu Son Genç Masör

Beypazarı Mutlu Son Genç Masör

Beypazarı Mutlu Son Genç Masör. Teklif damarlarımdan sıcak bir hamle gönderdi. Merdivenlere koÅŸtum ve kimse beni görmeden yurduna çıktım. Birkaç dakika sonra yastığın üzerinden geçtim. Büyüdükçe, kapı ile duvar arasındaki deliÄŸe bir sandalyenin yerleÅŸtirildiÄŸini duydum. Bu kalbimi bir buharlı çekiç ÅŸeklinde çarptı. Beypazarı Mutlu Son Genç Masör. Düşünmeden merdivene geri döndüm ve zorlanırsam Dirleton un unvanını kullanmaya hazır olarak yukarı çıktım. Ben deÄŸildim. Küpün içerisine balkon bilgisini kazanmıştırm güzel görüntüsü ile girdim. Uzun İskoç akÅŸamının ışığı hala yeterince parlaktı – dönüşüm için hiç bulut yoktu – apartman bölmeleri gölgeler yaratsa da. Pencereye süründüm, sonra yavaşça kafamı pencere çerçevesinin önüne geçirdim.

Tanrılara şükürler olsun! Mary bir zamanlar ince balkonda, kalçasını koruduÄŸum yastığın üzerinde yatıyordu. Sikim, babamın Umman Denizi’ndeki yatının direÄŸi gibi gerildi, ama bir zamanlar olduÄŸu yerde bıraktım, gözlerim aÅŸağıdaki sahneye sabitlendi. Dirleton’ın pantolonları ve boksörleri ayak bileklerine dolanmıştı ve yazılımının Mary’nin üzerinde sallandığını görebilirdim. Eskiden sahibine doÄŸru eÄŸilen bir tür tuhaf ÅŸeydi. GömleÄŸini çıkarmıştı ama bir zamanlar hala sütyenini giyiyordu. Artık uzun sürmeyecek. Dirleton’ın elleri tekrar onun etrafından kaydı ve kalp atışı saniyeler sonra onu gevÅŸetti. BoÄŸulmaya yakınım. Dergilerde tur atan çok sayıda göğüs gördüm, kaliteli sayfalar topluca yakalanmıştı, fakat asla bir ÅŸekilde ete girmemiÅŸti. Çıplaklık tam olarak arka evdeki ÅŸey deÄŸildi.

 

Beypazarı Mutlu Son Genç Masör

 

Mary’nin göğüsleri, ah perakendeci bana, inanılmazdılar. Bir halde yerçekimine karşı koyarak ayağa kalktılar, meme uçları, tarihi insanın masasının üzerindeki kül tablasının içindeki puro izmaritleri şeklinde koyu ve dik durdu. Dirleton onları teker teker emerek ters meme ucunu başparmağı ile işaret parmağı içinde döndürdü. Mary’nin ağzı açıktı, avuç içleri gene ağzını kavradı. Sonrasında onu nazikçe itti ve horozunu aldı, ona harikulade görünen şeyle baktı. Parmaklarını bükülmüş çubuğun üzerinde gezdirdi, sünnet derisini yeniden belirgin fakat boğulmuş memnuniyetine doğru çekti.

Bu birkaç dakika sürdü ve gelmemiÅŸ olmasına ÅŸaşırırdım. Sonra yaptı, meni karnına fışkırdı ve sonrasında karnına damladı. Memelerinin üzerine sıçrayan damlalar yaÄŸdı ve yapışkan maddeyi sanki faydalı bir astarmış gibi epidermisine yumuÅŸattı. Sonra büyük mümkünlıkla tüm yönteme gitmemesi tavsiye edilen Dirleton, Mary’nin muhteÅŸem kalçalarının arasına girdi. Göremiyordum ama yüzünün sıkılmış olduÄŸunı, alnının kırıldığını ve kadının saçını tuttuÄŸunu görünce ona dille konuÅŸması gerekiyordu. Dudakları açılıp kapanıyordu ama bir ÅŸey duyamadım.